
Kalbe İyi Gelen
İnsanın en yüce, en üstün, en asil, en saf yanı neresidir diye soruyor dün gece Netflix de izlediğim bir dizide. Sonra da cevap veriyor; “Ruhu”.

İnsanın en yüce, en üstün, en asil, en saf yanı neresidir diye soruyor dün gece Netflix de izlediğim bir dizide. Sonra da cevap veriyor; “Ruhu”.

Bazen işler umduğun gibi ilerlemiyor, bazen hayalin zaman aşımına uğruyor, bazen o çok uzun yolun daha en başında hissettiklerin kalbini sıkıştırmaya başlıyor. Bazen de hayat

Yazım Kıştan ilkbahara yürüyoruz. Bir şarkı fonda; adımlarımı hızlandırır gibi durmaksızın akan, daha çabuk denize ulaşsın diye sokaklar ve tam nakaratta bulayım diye kendimi bir

Gözlerimi kapattım. İki elimle göğüs kafesimi iki yana doğru sonuna kadar açtım. İçime dolan ve boşalan nefesimi ve kalbimi dinledim. Öylece açınca göğsümün ortasını, sanki

Uzun bir yolda yürürken durup şöyle bir arkaya bakmayı akıl ettiğimiz tek nokta gibi 31 Aralıklar. Arkamızda bıraktığımız yolda iyisi ve kötüsü ile her ne

Herkes değerleri için bedeller ödüyor. Kırk iki yaşımın baharında bir gerçek netleşiyor. Değerler bedellere yeterli geldikçe devam ediyor. İnsan tabiatı gereği hayatı sürdürülebilir kılmaya meyilli.

Bir söz vardır. “Çoğu zaman anlamak için değil cevap vermek için dinliyoruz” diye. Oysa ki zorlanmalarımızı paylaşırken cevaplara değil anlaşılmaya, duyulmaya, hissedilmeye, kalpten dinlenilmeye ihtiyaç
