Bir Sonbahar Soğuğu
Bir söz vardır. “Çoğu zaman anlamak için değil cevap vermek için dinliyoruz” diye. Oysa ki zorlanmalarımızı paylaşırken cevaplara değil anlaşılmaya, duyulmaya, hissedilmeye, kalpten dinlenilmeye ihtiyaç
Bir söz vardır. “Çoğu zaman anlamak için değil cevap vermek için dinliyoruz” diye. Oysa ki zorlanmalarımızı paylaşırken cevaplara değil anlaşılmaya, duyulmaya, hissedilmeye, kalpten dinlenilmeye ihtiyaç
Ağustos toparlandı gitti işte. Deniz, rüzgar, sessizlik, beyaz kumlar ve tüm bunların insanın ruhuna zerk ettigi muazzam dinginlik. Haziran başlarken bu yaza çok inanıyorum demiştim.
Sevmek ve sevilmek. Sevmeyi bilmek ya da gerekiyorsa Erich Fromm’un da dediği gibi bir sanat dalını öğrenir gibi öğrenmek. Bir de tabi sevmekle yetinmeyip bunu
Kendimi, kontrollü eylemsizlik planımı, iç sesimi, bir de kitaplarımı alıp geldim buraya.Bazen çok doğru kararlar alıyorum. Şehirleri seviyorum; güneş güzel battığı için severim örneğin bir
Havanın güzel ve balkon kapısının açık olduğu bir sabah, bir yandan mutfakta kahvemi hazırlayıp bir yandan da müziğimi dinlerken ani gelen bir ağrı ile olduğum