İnsanın duygularını anlaması dahası yönetebilmesi, içinde birden esen fırtınada sakince durabilmesi, fırtınadan sonraki o dinginliğin tadını çıkarabilmesi bence özgüvenin en güzel tanımı. Bunu başarabilmek için bir sürü yol var hayatta. En güvenilir ve en sağlam adımlarla yürünen yolların başında geliyor kendini bilmek. Öğrenmeye içeriden başlayınca yol kolaylaşıyor. Hayat tüm karmaşasına inat, bu yalınlıktan ibaret aslında.
İçimdeki çocuk hayatın tadını çıkarmak için hevesle bekliyor. Ne olmam gerekiyorsa olmaya gönüllü, ne olmamam gerekiyorsa da olmamaya razıyım. Bırakmaya da tutunmaya da aynı gözlerle bakıyorum artık. Ve yaşadığım her an için, semaya binlerce şükür yayarak her gün bir kez daha anlayışla büyüyorum. Değersiz hissettiğim her şeyi bir değere taşıyabilecek algım, anlamaya ve sevmeye devam etmeye hevesli bir kalbim var. Anlamak bana göre ferahlık demek. Bazen kendime aynı yerden baktığım anlar oluyor. Tek bir güçlü soru beni bambaşka bir bakış açısına getiriyor.
Geçtiğimiz haftalarda duygusal olarak zor bir sürecin içinden geçtim ve çok zorlandığım günler oldu. Kitaplara verdim yine kendimi. Ne zaman zorlansam bir liman gibi kitaplara sığınıyor, kabuğuma çekiliyorum. İnsanin kendi küçük varlığının yer kaplama isteğini yadırgamakla beraber, kendimi hikayelendirme çabamı seviyorum. Karşıtlarla var olmaya bayılan acayip bir ruhum olduğunu düşünüyorum. Ve bu içimde büyüyen tatlı kadını çok seviyorum…
Haftaya Görüşmek Üzere
Evrim Onuk