Bedeni ve Ruhu Yenilemenin Yolu

Bedeni ve Ruhu Yenilemenin Yolu

Binlerce kimyasalın olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Pestisitler, GDO’lu besinler ve kömürün yanmasıyla ortaya çıkan ağır metaller, yiyeceklerimizdeki katkı maddeleri… Tüm gıdalar olmasa bile, işlenmiş gıdalar pek çok koruyucu ve antibiyotik içeriyor. Tüm bu toksinler mikrobiyomumuzu etkiliyor; bağırsak bakterilerine zarar verebiliyor. Mikrobiyomumuz, varlığımız için sağlıklı bir toprak gibi. Eğer sağlıklı bir toprağımız yoksa, sağlıklı bir vücuda sahip olamayız. 

Öncelikle detoksu ve oruç tutmayı birbirinden ayırmak istiyorum. Aynı anda hem oruç tutabilir hem de detoks yapabilirsiniz. Ya da oruç tutmadan sadece detoks yapabilirsiniz. Eğer saf bir detokstan bahsediyorsak, bu yemek yememeniz anlamına gelmez. Vücudumuzdaki toksinleri toplayacak ve vücudumuzdan çıkaracak bitkilerin, takviyelerin ve bağlayıcıların vücuda alınması anlamına gelir. Ama yoğun çalışma hayatında, zihnimizin çalışmasını durduğu için oruç tutmak çok zor olabiliyor. Detoks yaparken bir ila üç gün arası oruç tutmak iyi olabilir. Eğer derin bir yenilenmeye girmek istiyorsanız, gerçekten ihtiyacınız olan mola 72 saattir. 

Pandemi dolayısı ile şu an dışarıya çok fazla çıkamıyoruz ve bu yüzden, aralıklı oruç için harika bir zaman. Oruç tuttuğumuzda, vücudumuzdaki tüm süreçlere, besinleri sindirmeye odaklanan enerjimize ve enzimlere izin vermiş oluyoruz. Aralıklı oruç, hücresel artıkları temizliyor. Bu derin temizliği yaptığımızda, kendimize büyük bir iyilik yapmış oluyoruz. 32 ila 72 saat arasında oruç tuttuğumuzda, kök hücrelerimizi canlandırıyoruz. Bitkiler, meyve suyu, kemik sulu sebze çorbaları ya da eğer vejetaryenseniz kemik suyu içermeyen sebze çorbaları vücudu temizlemek için çok önemli. Bitkisel beslenme, bağırsakları temizlemek için büyük önem taşıyor ve toksinleri vücuttan çıkarmaya bağlayıcılar kadar yardımcı oluyor. Toksinleri toplayan, dengede tutan ve vücuttan dışarı atan maddelere “bağlayıcı” diyoruz. Oruç tutmadığınız zaman, toksinleri serbest bırakırsınız ve vücudunuza tekrar geri dönerler. Bazı insanların vücutlarında daha fazla toksin bulunur. Vücudunuzda ne kadar toksin olduğunu anlamak için dilinizi çıkararak aynaya bakabilirsiniz. Dilinizde beyaz veya sarımsı bir tabaka var mı? Beyaz tabaka toksinlere işarettir. Eğer bağırsaklarınızda çok fazla toksin varsa, vücudunuzda parazite veya geçirgen bağırsak sendromuna sebep olabilir. 

Detoks yaparken bağırsaklarınızı çalıştırmak çok önemli. Eğer kabızsanız, toksinler vücudunuzdan ayrılamaz ve geri dönüşür. Bu yüzden; her gün, tercihen günde iki kez, sabah ilk işiniz tuvalete gitmek olmalı. Eğer gitmiyorsanız, sizi tuvalete götürecek bazı bitkiler tüketmelisiniz. Bazı bitkiler tuvalete gitmenizi tetikler ve bunlar sindirim sisteminizi uyaran laksatifler olarak adlandırılır. Bu bitkilerden basit, temiz ve kolay bir implant yapabilirsiniz; bu muhtemelen sizi yarım saat içinde tuvalete götürecek.

Ben sindirim kelimesini çok seviyorum, benim için sadece besinleri değil, bedenimde yer bulan her şeyi ifade ediyor çünkü. Görüntüler, kokular, tatlar, hisler ve duygular… Hepsi bedende ya yer buluyor ve beni besliyor ya da toksin olup hastalık sürecini başlatıyor. Yediklerimizi beden tipimize uygun yönetebiliyoruz. Aslında bedenimizin ihtiyaç duyduğu her besini doğa ihtiyaç duyduğumuz zaman vererek bize kolaylık sağlamıştır. Ama artık gelişen teknoloji ve globalleşen dünya ile birlikte her istediğimizi istediğimiz zaman bulabiliyoruz. Durum böyle olunca da tek yapmamız gereken bedenimizi dinlemek, onun ritmine ve fizyolojisine uygun beslenme şeklini benimsemek kalıyor.

Haftaya beden tiplerine göre beslenme çeşitliliğiyle bir araya gelene kadar dengede ve mutlu kalın.

Evrim ONUK

Paylaş:

Şimdi Keşfedin!

Yazılarım

Bugün 42

Bugün 42 Hayatta kendimi birçok açıdan şanslı buluyorum ama bazı şanslarımı kendim var ettim, bunu da biliyorum. Geniş bir daire çizerek zaten başından beri olduğum

Yazılarım

Sevgili Yaz

Ağustos toparlandı gitti işte. Deniz, rüzgar, sessizlik, beyaz kumlar ve tüm bunların insanın ruhuna zerk ettigi muazzam dinginlik. Haziran başlarken bu yaza çok inanıyorum demiştim.

L'Atelier SoHo